Portakal Kabuğu’ı açalı neredeyse 3 sene oldu. Bu, benim Türkçe içerikli yazdığım en ciddi ve en uzun soluklu blog deneyimim oldu. Açık söyleyeyim Portakal Kabuğu’ı açtığımda ne Türk blogosferi hakkında bir deneyimim ne de bir blog yazarı arkadaşım vardı. Hedef kitlesi blog yazarları olan bir blog için çok sıkıntılı bir durumdu aama çok şükür kısa sürede üstesinden geldim. Artık yüzlerce blogger arkadaşım ve Türk blog dünyası hakkında ciddi deneyimlerim var. Bunları sizlerle paylaşmak isterim. Belki blog yazmaya yeni başlayanlara ışık tutar.
Para Kazanmak İçin acele Etmeyin
Blog yazamaya yeni başlayan herkesin aklında az da olsa bir miktar para kazanmak vardır. Bunun için bloglarını açıp 1-2 içerik girdikten sonra genellikle AdSense’e başvururlar. Ancak tahmin edeceğiniz gibi başvuruları kabul edilmez.
Blog yazarak para kazanmanın tek yolu elbette AdSense değil. Affiliate marketing, direkt reklamlar, advertorial içerik yayınlamak gibi pek çok yöntem mevcut ama yönteminiz ne olursa olsun para kazanmak için acele etmemelisiniz, kazanamazsınız.
Örneğin ben Portakal Kabuğu’ı ilk açtığımda hiçbir reklam teklifini kabul etmemiş, hiçbir para kazanma yöntemine başvurmamıştım. Çünkü blogu sağlam temellere oturtmadan gelecek 50-60 lira kaynedeceklerimin yanında hiçbir şeydi. vakitımı ve gücümü içerik oluşturmaya, blogumu geliştirmeye harcadım. Devamı kendiliğinden geldi zaten. Reklam, sponsorluk ve iş ortaklığı teklifleri ardı ardına gelmeye başladı. Bu tekliflerin çok küçük bir kısmını değerlendirmeme rağmen Portakal Kabuğu her ay bir asgari ücret kadar kazandırıyor diyebilirim.
Sevdiğiniz Şey Hakkında Blog Yazın
Google’da en çok aranan ve bana en çok sorulardan biridir “hangi konuda blog yazmalıyım?” sorusu. Affiliate marketing yapacakları bir kenara bırakırsak benim gibi yazmayı ve paylaşmayı seven, bu işi keyif için yapaccak kişiler bu sorunun cevabını kendileri vermelidir.
Bundan yaklaşık 3 yıl önce yani kafamda Portakal Kabuğu fikri yokken ama içimdeki blog yazma isteğine karşı koyamazken “ne yazsam” diye ben de düşündüm. Daha önce bahsettiğim huni yöntemi sayresinde “blog yazarlığı“ hakkında yazmaya karar verdim ve bir kez daha gördüm ki huni yöntemi gerçekten işe yarıyormuş.
Bildiğiniz, ilgi duyduğunuz, sevdiğiniz bir konuda blog yazmanın sayısız faydası var. Herşeyden önce yazarken keyif alaıyorsunuz, yazı konularını araştırırken yeni şeyler öğreniyorsunuz, kolay kolay tükenmişlik hissi yaşamıyorsunuz ve en mühimsi o konudaki kanaat önderlerinden biri haline gelebiliyorsunuz.
Sosyal Medya Hesaplarınızı Aktif Bir biçimde Kullanın
İstatistikleri tam olarak bilmiyorum ama Türkiye’de ki Facebook ve Twier kullanımının çoğu ülkenin üstünde olduğuna eminim. Portakal Kabuğu’ı kurduğumda sosyal medya platformlarında da hesap açmış fakat uzun süre aktif olarak kullanmamıştım. Türk internet kullanıcısının bu kadar Twitterkolik veya Facebookkolik oladuğunu tahmin etmemiştim. Çünkü ben öyle değildim :) vakitla anladım ki sosyal meyda ciddi ciddi yatırım yapılması gereken bir mecraymış.
Türkiye’de BH dahil hemen her blogun trafik kaynaklarında, tanıtım ve iletişim kanallarında sosyal medya ilk 3’te yer alıyor. Bu ne demek? Blogunuzun daha çok okunmasını, daha fazla kişiye ulaşmasını, okuyucuyla daha kolay iletişim kurulmasını sağlaması açısından sosyal medya eşsiz br platfom. Özellikle Türkiye’de.
Günümüzde sosyal medyaya fazlasıyla önem vermeli, oralara özel içerik üretmeli, kısacası sosyal medyaya yatırım yapmalısınız.
Konu Dışına Çıkmayın
Türk blogosferinde en zor şeylerden biri sadık, düzenli olarak blogu ziyaret eden, yorumlarla katkıda bulunan bir okuyucu kitlesi oluşturmak. Bunun temel sebebi ise belli bir konuda yoğunlşamamak yani niş olamamak. Türk blogcusunun diğer ülkelerin blogcularından en büyük farkı da bu. Bizim için mühim olan şey hit. Gelsin de nasıl gelirse gelsin, kim gelirse gelsin mantığındayız. Yabancılar ise sadece yazdığı konuyla ilgili kişilerin gelmesini ister. Çünkü bilir ki bir komünite, bir okuyucu kitlesi oluşturmanın en mühim yolu budur. Bu yüzden belli bir konuya odaklanır ve o konuda yazarlar. Sırf hit getirecek diye konu dışına çıkmazlar.
Bence Türk internet kullanıcısı ve Türk blog okuyucusunun böyle niş bloglara ihtiyacı var. Yazdığa konuya bağlı, tutarlı bloglara gösterilen ilgi artıyor ve artacak da. Dikkat ederseniz o tür blogların sadık bir okuyucu kitlesi olduğunu, yorum bölümünde çok güzel diyalogların geçtiğini görürsünüz. Böyle bir blog sahibi olmak istersiniz öyle değil mi? O halde kendinize bir konu belireyin ve tabiri caizse o konuya yapışın.
Okuyucularla İletişim Kurun
Bir kişiye bloga bağlamanın çeşitli yolları var. Bunların başında blogun tasarımı, içeriğin kalitesi, ve yazarın tonunu sayabiliriz. Fakat biz Türkler sıcak kanlı ve duygusal bir toplumuz. Birbirimizle bağ kurmak için somut şeylerden çok duygulara ihtiyacımız var.
Blogunuzu ziyaret edenlerle iletişim kurmak, onların yorumlarını ve fikirlerini önemsemek, sorularını samimi bir biçimde cevaplamak onları blogunuza bağlayacak, hatta onlar sayesinde yeni okuyucular kazanmanızı sağlayacaktır. Dolayısıyla her platormda onlarla iletişim halinde olun, onları önemsediğinizi hissettirin.
Her vakit En İyi İçeriği Sunun
Bloglar, dijital dünyada insanların içerik ihtiyacını karşılayan en mühim mecralardır. Dolayısıyla aslında içeriğiniz kadar kaliteli bir blogsunuzdur. Göreviniz belli; iyi içerik üretmek.
Yazdığınız konuda yüzlerce blog, binlerce içerik olabilir. İnsanların sizi tercih etmeleri için daha iyi ve fark yaratacak içerikler üretmelisiniz. Blog dünyasında ayakta kalmanın temel şartlarından biridir kaliteli içerik.
Devamlılık ve güncellik blog yazarlığında çok mühim kavramlardır ama sırf blogunuzu güncel tutmak için özensiz ve nispeten kalitesiz içerik üretmek okuyucunun tepkisine yol açabilir. Bunu bizzat yaşadım ve dersimi aldım. Haftada 3 yazı düzenine bağlı kalmak adına vakit vakit BH standartlarının altında kalitede içerikler ürettim ve misafir yazılar yayınladım. Okuyucu bu duruma hemen tepki gösterdi ve beni geri adım attırmak zorunda bıraktı.
Sizlere dee tavsiyem sadık okuyucularınıza değer verin ve onlara hakketiği içerikleri oluşturun. Beklentileri ve ihtyaçları karşılayan içerikler üreterek standartlarınızı koruyun.
Söz Sizde
3 yıllık Portakal Kabuğu serüvenimde Türk blog dünyasına dair gözlemlerim ve deneyimlerin sonucunda verebileceğim temel tavsiyeler bunlardı. Kişisel deneyim ve görüşlerim olduğu için sizin de blog dünyasında gözlemlediğiniz, blog yazmaya yeni başlayacaklara ışık tutacağını düşündüğünüz şeyleri okumak isterim. Sonuçta her blog ayrı bir maceradır…
0 yorum:
Yorum Gönder
Bir düşüncen varsa eğer söyle bana ?